29 Ekim 2013 Salı


                 RÜYA 1:

              Orta Çağ dünyasında ben ve arkadaşlarım dönemim büyük kralları olarak bu dünyayı yönetiyorduk.Bu arada dünyada belirli bir bölgede ejderhalar yaşıyordu.
              Bir şavaşı kaybetmek üzere iken ben son anda savaştan kaçtım ve bu ejderhaların topraklarına girdim.Yolumda devam ederken 3 tane ejderha yolumu kesti ve bana saldırmaya başladılar.büyük çarpışmanın ardından çok fazla yaralanarak kurtuldum fakat geri krallığıma dönemeden öldüm.

                     TASVİR ETTİĞİM SAHNE:

               Tasvir ettiğim sahne üç ejderhanın benim önümü kestiği yerdir.Ateş topraklarında olduğum içib çevrem ateşle çevrilidir.

                  RÜYA 2:

               Hayatımın buyük tutkularından biri olan havacılık sevgisi ile ilgili bir rüyam. Bu rüyada Hava Kuvvetlerine ait bir uçağı sürmek ile ilgili. Uçağı pistten alıp geri tekrar pıste ınırmek arasında geciyor.

                    TASVİR ETTİĞİM SAHNE:

               Tasvir ettiğim sahne havada uçakla süzülürken anlatmaktı.


                  RÜYA 3:

              Bu sene içerisinde Felix Baumgartber'ın uzydan atlayışından etkilenip bende atlamak istedim ve uzay sayılmasa bile cok uzak bir noktadan hava taşıma aracı ile ulaştim. Ben yeryüzüne bakarken bir korku hiisedip geri dönme kararı alıyorum ama uzay aracından çıkan bir tekme o anda bana çarpıp kendımı mavi bğşluğa bırakmış oluyorum.

                     TASVİR ETTİĞİM SAHNE:

              Makette anlatmak istedüğüm olay tekmenin bana çarpıp o çaresizlik içinde mavi boşluğa düsme anımı yansıtmak istedim.
  •        

    5 Ekim 2013 Cumartesi

    Perspektif

    İki boyutlu yüzeye üç boyutlu cismin resmini çizim metodu. Cisimler uzaklaştıkça görünüşleri gerçek görünüşlerinden farklılaşarak ufalır. Bu farklılaşma perspektif prensipleriyle tarif edilir. Cismin görüntüsü optik ve matematik olarak ifade edilebilir. Perspektif, mimarlar, mühendisler, endüstri planlayıcıları tarafından çok kullanılırperspektif

    Planlanan proje perspektif olarak hazırlanır. Proje başlamadan çok önce bitmiş şekli üzerinde daha teferruatlı çalışmalar yapılır. En basit perspektif çizim, bir kağıt üzerine çizilen yatay izgidir. Bu yatay çizgi mesela o bölgenin ufuk hattını temsil eder. Bu çizgi üzerine bir gemi ve biraz üzerine bulutlar konulursa gökyüzü de temsil edilmiş olur. Gemiyle çizim yapanın arasındaki mesafe yaklaştıkça boyutları büyüyen diğer cisimler sıralanır.




    Perspektif çizimlerde atmosferin ışık etkisiyle renk ve gölgelere etkisi, görüntülerin farklılaşmasına sebep olur. Atmosfer etkileri dikkate alınarak çizilen perspektif çizimlere uzay (areal) perspektif denir. Tatbikatta en çok kullanılan çizim metodu ise, ışık etkisi gösterilmeyen doğrusal (linear) perspektiftir. Çizim yapılırken belli bir oranda küçültme yapılır. Bu küçültme oranına, çizilen resmin mikyası denir. Perspektif resimde esas olan, cismin tabii şeklini kutu biçimindeymiş gibi resimlemektir. Bir kutunun altı yüzeyi, bu yüzeylerin kesiştiği 12 kenarı vardır. Bu kenarları çizimde uzunluk, genişlik ve yükseklik olmak üzere üç gruptur. Bir şeklin perspektifi, tepesi bakan göz olan ve tabanı çizime teğet olan koninin arada şeffaf bir yüzey üzerindeki ara kesitidir.


    İki boyut perspektifi

    Buna açısal perspektif de denir. Kutu hafifçe çevrilirse kesişme noktası ufuk hattı üzerinde dönen yönün aksi istikametinde kayar. Tek nokta perspektifinde yatay boyutlar (genişlikler) çizim kağıdı kenarlarına paraleldir. İki nokta perspektifinde iki kesişme noktası vardır ve her iki kesişme noktasına göre çizilen resimde derinlik çizgileri, çizim kağıdı kenarına paralel değildir. İki kesişme noktası arasındaki ölçü resmin basit orantısıdır. İki nokta perspektif resim çizimini kolay anlamak için, demiryolu üzerinde duran ve elinde tuttuğu bir cam tabakayı sağa ve sola hafifçe çeviren bir kişinin gördüğü manzarayı düşünmek yeterlidir. Cam tabaka biraz sola çevrilirse tren raylarının ufuk hattında kesiştiği nokta sanki sağa kaymış gibi görülür.



    4 Ekim 2013 Cuma

    Bauhaus

    Bauhaus; 20. yüzyılda mimari, tasarım, sanat alanlarında yeni akımlar yaratmış bir okuldur. Kurulduğu zaman dünyanın en seçkin ve çağdaş mimarlarını, sanatçılarını, bir araya getirerek, yalnızca bir eğitim kurumu yaratmamış, aynı zamanda bir üretim merkezi ve tüm bunların konuşulup tartışıldığı bir yer haline gelmiştir


    Bauhaus mimaride olduğu kadar endüstriyel tasarım ve şehir planlama gibi konularda yenilikler getirmiş, yeni bir mimari akım yaratarak, sanatın tüm dallarını etkilemiştir.
    Bauhaus'un kuruluşundaki ilk hedef kombine bir mimarlık okulu, zanaat okulu ve güzel sanatlar akademisi yaratmaktı. Savaş sonrası Gropius'a göre yeni bir mimari stil başlamalıydı. Daha fonksiyonel, ucuz ve kalıcı ürünlerin üretildiği bir stil. Böylece Gropius sanat ve zanaatı birleştirerek, fonksiyonel ve sanatsal ürünler yaratmak istiyordu.
    Bauhaus'a göre mimarlık, ressamlık, heykel traşlık ve zanaatkarlık iç içe olmalıydı. Walter Gropius; sanatçıyı, zanaatkarın yücesi olarak görürdü.
    Bauhaus'un en temelinde sanatsal ve uygulamalı öğretim yatıyordu. Her öğrenci kendi seçtiği çalışma atölyesine katılıp bitirdikten sonra, mecburi hazırlık kursunu tamamlamak zorundaydı. Böylelikle temel zanaat bilgisi, tasarım parametreleri ve uygulama bir araya getirilmişti.
    Makine Bauhausçular tarafından pozitif bir eleman olarak değerlendiriliyordu. Bu sebeple endüstri ürünleri tasarımına da önem veriyorlardı.
    Temel tasarım dersi fikri ilk burada oluşmuş ve günümüzde dünyadaki çoğu mimarlık okullarınca benimsenmiştir.
    Bauhausta nesnel yaklaşım benimsenmişti. Okula gelen öğrencilerin öğretmenlerini, birini ya da bir stili taklit etmeleri yerine kendi yollarını bulmaya teşvik ediyorlardı.
    Bauhaus bildirisine göre tüm sanatların birleştiği en yüksek nokta binalardı. Bauhausun Weimar'daki ilk yıllarında dersler Walter Gropius'un ortağı Adolf Meyer tarafından kısa dersler olarak veriliyordu. Bauhaus'un çalışma atölyeleri ise Gropius'un kendi mimarlık ofisinde gerçekleşmekteydi. Burada yeni bir mimarlık stili yaratılmakla kalınmamış yeni yaşama biçimleri de geliştirilmişti. 1927'de Walter Gropius, Hannes Meyer'a mimarlık bölümünün başına geçmesini teklif etti. Hennes Meyer içinde tasarım, yapı, planlama, şehir tasarımı ve teknik ressamlığın bulunduğu bir eğitim sistemi oluşturdu.
    1930'dan 1933'e kadar Ludwig Mies Van der Rohe başkanlığa geldi. Mies Van der Rohe'ye göre bir öğrencinin Bauhaus'a girebilmesi için bir takım dersleri almış ve belirli bir yetkinliğe ulaşmış olması gerekiyordu. Böylelikle Bauhaus'u doktora eğitimi veren bir okul haline getirdi.

    ODEV

    Bu günlerde aldığım bır suru odev yüzünden 3 gundur uyumuyorum. O kadar cok cızım yaptım kı artık gozum kapalı çizebilirim. Ama asıl önemi olan ise bügün hafta sonu gelmesi bir iki günde olsa kafamı rahatlatıcak olabilmem.

    Moda tasarım dersinde kolaj çalışması yaptık.Bu çalışma benim ilk kolaj çalışmam oldu.Yaparken arkadaşlarımla kahkahalar attık,inaniılmaz fikirler bulduk ve en önemlisi ise bu meslekte attığımız bu küçük adımları en eğlenceli şekilde atıyor olmamızdı.


    Batuhan bu çalışmayı hemen bulup yaptı.yaratıcılığını bir kez daha konuşturdu.

    Ben ise başta cok saçma fikirler üzerine odaklanmıştım ve fikirlerim hep hoca tarafından kabul edilmedi. Uygulamanın zamanı bitmek üzereyken aklıma bir anda böyle bir şey yapmak geldi. Biraz uğraşın ardından kolaj çalışmasını tamamladım.

    29 Eylül 2013 Pazar

    ÖDEV 1 (Mimari tasarıma giriş 1)

    28-29 09 2013 hafta sonunu arkadaşlarımla cok eğlenceli ve ödev yaparak geçirdim. ödevin çok sıkıcı geçeceğini düşünürken aslında Eskişehiri bu şekilde tanıyacağım aklıma gelmezdi.

    Ödev: güzargahları dolaşıp verılen fotoları oralarda bulmak.









    Bu ödevi yaparken yurt arkadaşlarımla beraber gezerek cok güzel kareler çektik.
    PORSUKTA GÜNEŞ BATARKEN
     
     
    
    ODUNPAZARINDA BİZ
    EKİBİMİZ
    ODUNPAZARI-ARKADAŞLARIM-SON DURAK
     
    

    Arzunun Yeri

    Bugün Eskişehir i gezerken Arzunun yeri diye bir yerle karsşılastık odunpazarı evlerinin arasında eski tarzda bir yer üstü ev altı lokanta ve eşyalar herkezin evinde olanlar. içeriye girdiğinizde plaklardan çalan eski müzikler sizi karşılıyor. sahibi ile ettiğimiz muhabbette kendisinin ing. öğretmeni olduğu ve bizimle samimi bir havada ing. muhabbet etmesi hepimizin hoşuna gitti. Belki samimiyetini koruyan sayılı yerlerden biridir.,,,,